Geri Sayım 18-110 Yıla Neler Sığar ?

Aralık 14, 2024
1
Views

Muazzez İlmiye Çığ 2024 kasımında ölmüş . Tam 110 yıl yaşayan, üretken bir entelektüeli kaybetmişiz. Ardından bir program, anma töreni vs yapıldıysa da ben denk gelemedim.

Benim elimdeki tek kitabı bu; ders kitabı gibi geldiğinden elim varmamıştı. Sıraya alayım da okuyayım bu kış bitmeden. Yazın hiç okunmaz.

KUR'AN İNCİL VE TEVRAT'IN SUMER'DEKİ KÖKENİ, MUAZZEZ İLMİYE ÇIĞ - İkinci El Kitap - kitantik | #1662406000419

110 yıla neler sığar?

Wikipedia şöyle diyor:

”1940’ta yani 26 yaşında DTCF’den diplomasını aldıktan sonra, İstanbul Arkeoloji Müzeleri‘ni oluşturan üç kurumdan biri olan Eski Şark Eserleri Müzesi‘nde on yıl sürecek kariyerine, kurumun arşivlerinde tercüme edilmeden ve tasnif edilmeden saklanan binlerce çivi yazılı tablet alanında uzman olarak başladı. Meslektaşları Hatice Kızılyay ve Fritz Rudolf Kraus ile birlikte, müzenin deposunda bulunan SümerAkad ve Hitit dillerinde yazılan binlerce tableti temizlediler, sınıflandırdılar ve numaralandırdılar. Çığ, 74 bin tabletten oluşan çivi yazılı belgeler arşivini oluşturdu ve 3 bin tabletin kopyasını çıkarıp, katalog hâlinde yayımladı.[11] Aradan geçen yıllarda, tabletlerin deşifre edilmesi ve yayınlanması konusundaki çabaları sayesinde müze, dünyanın her yerinden eski çağ tarihi araştırmacılarının baş vurduğu bir Ortadoğu dilleri öğrenme merkezi hâline geldi.[9]

1990’da Tarih Sümer’de Başlar kitabı çok ilgi görünce 13 kitap daha yazmış.

Başörtüsü tartışmalarında epeyce adı geçmiş.

‘Muazzez İlmiye Çığ, 12 Eylül Darbesi döneminde siyasî mahkumlar üzerinde deney yaptığı iddialarıyla gündeme gelen HZİ Nöropsikiyatri Vakfı’nın yönetim kurulu başkanı ve Vatan Partisi genel başkan başdanışmanıydı.[19] HZİ Nöropsikiyatri Vakfı, adını Çığ’ın annesi Hafize ve babası Zekeriya İtil’in baş harflerinden alıyordu.[20]

Vakıf hakkında, Amerika Birleşik Devletleri‘nde kullanımı yasak olan ilaçların Türkiye’de hastalar ve mahkumlar üzerinde denendiği çalışmalar yaptığına dair çok sayıda iddia ortaya atıldı.[21][22][23] Çığ, İtil, arkadaşları, aileleri ve vakıf çalışanlarından bazıları suçlamaları reddetti. Deneylerin gönüllü katılımla gerçekleştirildiğini ve Askeri Cunta‘nın izniyle, HZİ Vakfı’nın gözetiminde teröristlerin profillerini çıkarma amacı taşıdığını öne sürdüler.[24]”

Ayşe Arman’la söyleşisinde şöyle demiş:

”Hayatta en önemli şey nedir Muazzez Hanım?

Sağlık. İyi dostlarının olması. Çalışmak, üretmek. Geriye bir şeyler bırakabilmek. Bak, bir şey daha: Yaşadığın her andan zevk alabilmek. Bazı insanlar vardır, etrafı cennet de olsa, ı ıh, zevk almaz, hep bir mutsuzluğu, tatminsizliği, huzursuzluğu vardır. Ben hayatımın hiçbir döneminde öyle olmadım. Verandaya çıkıyorum, çiçeklere bakıyorum. Saatlerce bakabilirim, doğayı izleyebilirim ve bundan çok zevk alırım. Zeytin ağaçları mesela, çınarlar, şu çam ağaçları hayattan zevk alma sebeplerimden biri.”

Benim mizacım da karamsar olduğundan bu tip laflara her zaman gıcık olurum. Mizaç diye bir şey var arkadaşlar. Tok açın halinden anlamadığı gibi neşeli şirinler de huysuz şirinlerin halinden hiç mi hiç anlamıyor. Ayrıca bu dünyada ilerleme diye bir şey varsa huysuzlar ve hayatından memnun olmayanlar sayesinde. Ortalıkta sevgi kelebeği gibi gezenler yesin-içsin- dünyaya neşe dağıtsın. Hangi iyimser insan Kayıp Zamanın İzinde’yi yazabilirdi bir düşünün .

Kısa süren ve sıkıntılı geçen psikolog seansları sırasında bende ”Siyah-beyaz düşünme tarzı” olduğunu söylemişti bir tanesi. Bu da öyle bir şey herhalde.

Yaşamı haftanın günleri gibi, her günü de 10 yıl gibi düşünmekten bahseden bir kitap okumuştum yakında. Bu hesaba göre ben perşembenin tam ortasındayım. Cuma-cumartesi-pazar kapıda ve pazartesi yok. Böyle düşününce insan bir tuhaf oluyor.

Huzur içinde uyuyunuz Muazzez Hanım.

 

ErhanSacli – Yükleyenin kendi çalışması, CC BY-SA 3.0, https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=9057907

Kategori:
Genel · Günlük

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir